Ahmet Orhan - 26 Haziran 2010 Ben bu yazının başına oturduğumda 2 grup dışında ilk tur maçları tamamlanmıştı. 2010 Güney Afrika Dünya Kupası, maçlar ilerledikçe ilginç sonuçlara sahne olmaya başladı. İşte size eleme gruplarının sübjektif bir panoraması:
A Grubu: İrlanda’nın laneti
Platini tüm hakemlerin gözlerini elleriyle kapatırken, Henry’nin eli de İrlanda’nın cebindeki Güney Afrika biletini çekip almıştı. Mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi sorusuna Fransız Karması “fransız” kaldı; ama tribünlerde vuvuzelalar yanıtı fısıldıyorlardı sürekli, “İrlanda, İrlanda!”. El çabukluğu marifetiyle geldikleri turnuvadan sinkaflar, boykotlarla ayrıldılar.
B Grubu: Diego’nun dönüşü
Bir futbol azizi olan Zidane’ın 2006’da Materazzi’ye attığı kafa nasıl bir memnuniyetle karşılanmışsa; bir futbol tanrısı olan Maradona’nın 1986’da İngiltere’ye eliyle attığı gol de pek çoğumuzun yüreğini ferahlatmıştı. Maradona ile Henry arasındaki fark, birisinde halkın (Falkland Savaşı’nı hatırlayın) diğerindeyse otoritenin (Sarkozy - Platini) elinin olmasıydı. 1982’den beri izlediğim Dünya Kupası finalleri -itiraf ediyorum ki- Maradona yoksa hep eksik kalıyordu.
A Grubu: İrlanda’nın laneti
Platini tüm hakemlerin gözlerini elleriyle kapatırken, Henry’nin eli de İrlanda’nın cebindeki Güney Afrika biletini çekip almıştı. Mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi sorusuna Fransız Karması “fransız” kaldı; ama tribünlerde vuvuzelalar yanıtı fısıldıyorlardı sürekli, “İrlanda, İrlanda!”. El çabukluğu marifetiyle geldikleri turnuvadan sinkaflar, boykotlarla ayrıldılar.
B Grubu: Diego’nun dönüşü
Bir futbol azizi olan Zidane’ın 2006’da Materazzi’ye attığı kafa nasıl bir memnuniyetle karşılanmışsa; bir futbol tanrısı olan Maradona’nın 1986’da İngiltere’ye eliyle attığı gol de pek çoğumuzun yüreğini ferahlatmıştı. Maradona ile Henry arasındaki fark, birisinde halkın (Falkland Savaşı’nı hatırlayın) diğerindeyse otoritenin (Sarkozy - Platini) elinin olmasıydı. 1982’den beri izlediğim Dünya Kupası finalleri -itiraf ediyorum ki- Maradona yoksa hep eksik kalıyordu.
C Grubu: Eyvah Birleşik Devletler geliyor
Gizliden gizliye korktuğumuz şey gerçekleşiyor aslında. Bu güne kadar kibirli bir biçimde pek gönül indirmediği futbol endüstrisi ABD’nin iştahını kabartmışa benziyor. Katıldıkları her spor olayının kafadan favorisi olan yankilerin son yıllarda futbola büyük yatırımlar yaptığını biliyoruz. McDonalds için sığır yetiştirilen eski çiftlik arazileri artık futbol okullarına dönüştürülüyor ve geleceğin yıldızlarını ağırlıyor.
Gizliden gizliye korktuğumuz şey gerçekleşiyor aslında. Bu güne kadar kibirli bir biçimde pek gönül indirmediği futbol endüstrisi ABD’nin iştahını kabartmışa benziyor. Katıldıkları her spor olayının kafadan favorisi olan yankilerin son yıllarda futbola büyük yatırımlar yaptığını biliyoruz. McDonalds için sığır yetiştirilen eski çiftlik arazileri artık futbol okullarına dönüştürülüyor ve geleceğin yıldızlarını ağırlıyor.
D Grubu: Serpilmiş, güzelleşmişsin yavrum!
Bu grubun sürprizi benim için Gana değil Almanya oldu. Bu kadar genç ve dinamik bir takım beklemiyordum. Sakatlıklar yüzünden sıkıntılar yaşayan Almanya Lahm (26), Mesut (21), Müller (20) ve Gomez (24) gibi genç topçularının katkısıyla heyecan verici bir futbol sergiledi. Turnuva öncesi 11 oyuncusundan 6 tanesi ulusal marşı söylemediği için eleştirilen Almanya Karması ilk kez aralarında (henüz) bir dünya yıldızı yokken göz dolduruyor. Az şey değil.
Bu grubun sürprizi benim için Gana değil Almanya oldu. Bu kadar genç ve dinamik bir takım beklemiyordum. Sakatlıklar yüzünden sıkıntılar yaşayan Almanya Lahm (26), Mesut (21), Müller (20) ve Gomez (24) gibi genç topçularının katkısıyla heyecan verici bir futbol sergiledi. Turnuva öncesi 11 oyuncusundan 6 tanesi ulusal marşı söylemediği için eleştirilen Almanya Karması ilk kez aralarında (henüz) bir dünya yıldızı yokken göz dolduruyor. Az şey değil.
E Grubu: Onbir adet İbrahim Üzülmez
Japonya’dan söz ediyorum. Son maçta Danimarka’yı 3 golle evine uğurlarken, özellikle ilk yarıda sahada sanki onbir adet İbrahim Üzülmez vardı. Rakibi usandıracak kadar hızlı ve baskılı oynayan Japonlar, Kamerun’u yenip Hollanda’ya yenilince herkes grubun ezber bozmayacağını Hollanda- Danimarka ikilisinin çıkacağını düşünüyordu. Turnuva’nın en sıkıcı futbolunu oynadığı halde ikinci turu gören Hollanda yerine Kamerun’un devam etmesi çoğumuzun ortak arzusuydu sanırım.
Japonya’dan söz ediyorum. Son maçta Danimarka’yı 3 golle evine uğurlarken, özellikle ilk yarıda sahada sanki onbir adet İbrahim Üzülmez vardı. Rakibi usandıracak kadar hızlı ve baskılı oynayan Japonlar, Kamerun’u yenip Hollanda’ya yenilince herkes grubun ezber bozmayacağını Hollanda- Danimarka ikilisinin çıkacağını düşünüyordu. Turnuva’nın en sıkıcı futbolunu oynadığı halde ikinci turu gören Hollanda yerine Kamerun’un devam etmesi çoğumuzun ortak arzusuydu sanırım.
F Grubu: İtalyanca aşk başka bahara
Tıpkı Eski Alman Karması gibi, İtalyanların her turnuvada final serilerine musallat olması beni illet eder. Hele 2004’te bizim Komşu Avrupa şampiyonu olduğunda, eyvah bu futbol kalıcı olur mu endişesi taşıyanların sayısı az değildi. 2000’li yıllar malum, egemenlerin savunma psikozuna girdiği yıllar oldu. Eh, fena halde hayata benzeyen futbol da bu refleksin temsilcisi İtalya’yı yıllarca şampiyonluklarla ödüllendirdi. Ama bu seferlik buraya kadarmış. Vitek ve Holosko’lu Slovakya’yı, Santa Cruz ve Valdez’li Uruguay’ı seyretmek daha keyifli olacak.
Tıpkı Eski Alman Karması gibi, İtalyanların her turnuvada final serilerine musallat olması beni illet eder. Hele 2004’te bizim Komşu Avrupa şampiyonu olduğunda, eyvah bu futbol kalıcı olur mu endişesi taşıyanların sayısı az değildi. 2000’li yıllar malum, egemenlerin savunma psikozuna girdiği yıllar oldu. Eh, fena halde hayata benzeyen futbol da bu refleksin temsilcisi İtalya’yı yıllarca şampiyonluklarla ödüllendirdi. Ama bu seferlik buraya kadarmış. Vitek ve Holosko’lu Slovakya’yı, Santa Cruz ve Valdez’li Uruguay’ı seyretmek daha keyifli olacak.
G Grubu: Silva vs Souza
Brezilya’da bu sezonun mahsulünün Silva olduğu çok açık. 23 kişilik kadroda 6 oyuncunun adı Silva. Eğer trendy mahsul Souza olsaydı, Elano yerine Alex’i izlememiz işten bile değilmiş. Brezilya her Dünya Kupası finallerinin baş tacı olsa da bu sezonla birlikte tehlike çanları onlar için çalıyor. Takımın yaş ortalaması 30’u buluyor. Geçtiğimiz yıllarda Ronaldinho, Robinho gibi rezervleri olan Brezilya her ne kadar bir yetenek havuzu olsa da dünya gündemine sızmış yıldız adaylarının sayısı şimdilik çok fazla değil. Portekiz’in Kuzey Kore’ye gol yağdırması bu gruptaki sürpriz olasılığını sıfırladı.
Brezilya’da bu sezonun mahsulünün Silva olduğu çok açık. 23 kişilik kadroda 6 oyuncunun adı Silva. Eğer trendy mahsul Souza olsaydı, Elano yerine Alex’i izlememiz işten bile değilmiş. Brezilya her Dünya Kupası finallerinin baş tacı olsa da bu sezonla birlikte tehlike çanları onlar için çalıyor. Takımın yaş ortalaması 30’u buluyor. Geçtiğimiz yıllarda Ronaldinho, Robinho gibi rezervleri olan Brezilya her ne kadar bir yetenek havuzu olsa da dünya gündemine sızmış yıldız adaylarının sayısı şimdilik çok fazla değil. Portekiz’in Kuzey Kore’ye gol yağdırması bu gruptaki sürpriz olasılığını sıfırladı.
H Grubu: Hayat Villa’da gerisi yalan
Ben bu cümleleri kurarken İspanya kesin favori olarak geldiği Güney Afrika’da, İsviçre’nin soluğunu ensesinde duyuyordu. Grubun bize yaşattığı heyecan bir yana, David Villa’nın sergilediği futbol gerçekten göz alıcı. Messi Barcelona’daki formundan uzak görünürken, Robinho hovardalıktan vazgeçmiyor. Öte yandan Villa tıpkı 2008 Avrupa Şampiyonası’ndaki gibi bizi büyülemeye devam ediyor. Şili, İspanya ve İsviçre’den bir tanesi Afrika’ya veda edecek, eğer o İspanya olursa diye Villa’nın kalan maçlarda FİFA kontenjanından yarımşar devre oynaması için dilekçemi hazırladım bile.
Ben bu cümleleri kurarken İspanya kesin favori olarak geldiği Güney Afrika’da, İsviçre’nin soluğunu ensesinde duyuyordu. Grubun bize yaşattığı heyecan bir yana, David Villa’nın sergilediği futbol gerçekten göz alıcı. Messi Barcelona’daki formundan uzak görünürken, Robinho hovardalıktan vazgeçmiyor. Öte yandan Villa tıpkı 2008 Avrupa Şampiyonası’ndaki gibi bizi büyülemeye devam ediyor. Şili, İspanya ve İsviçre’den bir tanesi Afrika’ya veda edecek, eğer o İspanya olursa diye Villa’nın kalan maçlarda FİFA kontenjanından yarımşar devre oynaması için dilekçemi hazırladım bile.
Yorumlar
Yorum Gönder