Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

AlKaraKartal'dan devam!

İtalyanlar da kupaya “fransız”

Ahmet Orhan - 26 Haziran 2010 Ben bu yazının başına oturduğumda 2 grup dışında ilk tur maçları tamamlanmıştı. 2010 Güney Afrika Dünya Kupası, maçlar ilerledikçe ilginç sonuçlara sahne olmaya başladı. İşte size eleme gruplarının sübjektif bir panoraması: A Grubu: İrlanda’nın laneti Platini tüm hakemlerin gözlerini elleriyle kapatırken, Henry’nin eli de İrlanda’nın cebindeki Güney Afrika biletini çekip almıştı. Mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi sorusuna Fransız Karması “fransız” kaldı; ama tribünlerde vuvuzelalar yanıtı fısıldıyorlardı sürekli, “İrlanda, İrlanda!”. El çabukluğu marifetiyle geldikleri turnuvadan sinkaflar, boykotlarla ayrıldılar. B Grubu: Diego’nun dönüşü Bir futbol azizi olan Zidane’ın 2006’da Materazzi’ye attığı kafa nasıl bir memnuniyetle karşılanmışsa; bir futbol tanrısı olan Maradona’nın 1986’da İngiltere’ye eliyle attığı gol de pek çoğumuzun yüreğini ferahlatmıştı. Maradona ile Henry arasındaki fark, birisinde halkın (Falkland Savaşı’nı hatırlayın) diğer

Vuvuzela candır!

Ahmet Orhan - 19 Haziran 2010 Meksika Dalgası olarak bildiğimiz, kısa sürede tüm dünyaya yayılan tribün şovu bile 86 Dünya Kupası finallerinin önüne geçememişti. 2010 Güney Afrika finalleri ise daha ilk gününden zurna-korna karışımı enstrümandan çıkan sinir bozucu gürültü ile konuşulmaya başladı. Elbette bunda ilk maçlardaki golsüz ve sıkıcı futbolun da payı var. Her ne kadar Güney Afrikalı bir bakan, geleneklerine saygı duyulmasını istese de gayri resmi kaynaklar vuvuzelanın Afrika değil Meksika kökenli olduğunu hem de 70’lerde ortaya çıktığını internet âleminin ajanslarına geçtiler bile. 90’lı yıllarda Afrika’ya teneke olan orijinalinden plastik seri üretimle adapte edildiğini de aynı kaynaklardan öğrendik. Yani Afrikalı bakanın demecini yemedik pek. Endüstriyel durumların vitrine çıktığı en büyük organizasyonlardan birisi her yıl düzenlenen Şampiyonlar Ligi iken diğeri de Dünya Kupası finalleri. Bu final başlamadan önce yeryüzünün vicdan sahibi insanları Güney Afrika’yı mercek altı

Revivo ve Ashdod FC

Ahmet Orhan - 5 Haziran 2010 Yükü insani yardım ve 9 ölü olan Mavi Marmara, İsrail SAT komandoları tarafından limana çekilmeden önce Ashdod diye bir kentin adını hiç duymamıştım. O kentin Ashdod FC adında bir futbol takımı olduğunu ve Haim Revivo’nun, doğduğu bu kentin takımında, şimdi non-executive director olduğunu da hiç bilmiyordum. Bu sezon Maccabi Hayfa’nın 77 puanla şampiyon olarak tamamladığı ligde Ashdod, 43 puanla 6. sırada bitirdi. Sadece mavi renklere sahip olan kulübün içerdeki maçlarını sarı kırmızılı forma ile oynamaya başlamasını Revivo’nun kulüpteki varlığına bağlayanlar var. Ashdod takımı 27 kişilik kadrosunda Bosna Hersek, Hırvatistan, Uruguay, Rusya, Sırbistan, Kamerun, Etiyopya, Fransa ve Bulgaristan’dan oyuncular bulunduruyor. 2004-2005 yılında en parlak sezonunu yaşayan takım UEFA Kupası’na katılma hakkını elde etti. Toto kupasında ise finale kadar yükselseler de penaltı vuruşları sonucunda Slovenya takımına kaybettiler. Mustafa Denizli Fenerbahçe’deki kariyerin